Türk Edebiyatı Dergi 616.Sayı Şubat 2025
Türk Edebiyatı Dergi 616.Sayı Şubat 2025
Sevgili Türk Edebiyatı okurları,
Dergimizin bu ayki dosya konusu Türk edebiyatının zarif kalemlerinden biri olan Nezihe Meriç. Eserlerinde hayatın kıyıda kalan detaylarına dikkat çeken ve insan ruhunun amansız bulanıklığını bir kadın duyarlılığı ile resmeden Meriç’e dair dosyamızın ilk yazısı Funda Özsoy E.’ye ait. Özsoy E., Meriç’in kadınların toplumdaki rollerine dair farkındalıklarını sade bir üslupla işlediğini ve Türk edebiyatında bilinç akışı tekniğini başarıyla uygulayan öncü isimlerden biri olduğunu dile getiriyor. İdris Yılmaz, Nezihe Meriç’in öykülerini psikanalitik bir yaklaşımla değerlendirerek bu öykülerde bilinç dışı unsurlar, rüyalar, yalnızlık, yabancılaşma ve bireylerin iç çatışmaları gibi temaların ön plana çıktığını vurguluyor. Ayrıca karakterlerin davranışlarını şekillendiren bilinç dışı etkilerin öykülerde incelikle işlendiğini aktarıyor. Mehtap Altan, Nezihe Meriç’in Türk edebiyatı için neden önemli bir kalem olduğuna değiniyor. Enver Aykol ise Nezihe Meriç’in Bozbulanık adlı eserinin derin yapısını tahlil ederek yazarın bilinç akışı tekniğini, kitaptaki metaforları ve sembolleri analiz ediyor. Şerif Aydemir bu ayki denemesinde modern hayatın karmaşası içinde insanın özüne dönmesini, sadeleşmesini ve anlam arayışını konu ediniyor. Aydemir, şehir hayatının insan ruhunda yarattığı yorgunluğu ve bu yorgunluktan kurtulmak için edebiyat, sanat ve dostluk gibi değerlere yönelmek gerektiğini vurguluyor. Ayten Türker, Abdurrahman Dai’nin hayatını, edebî çalışmalarını ve millî bağımsızlığa olan katkılarını anlatıyor. Türk edebiyatının usta kalemi Selim İleri’nin vefatı, edebiyat dünyasında derin bir boşluk bıraktı. İleri, zarif üslubu ve duyarlı anlatımıyla okurların gönlünde taht kurmuştu. Kendisini yazdıklarıyla ve edebiyata adadığı ömrüyle daima hatırlayacak, kelimelerinde saklı zarafeti her zaman hissedeceğiz. Kendisine Allah’tan rahmet sevenlerine de başsağlığı diliyoruz. A. Yağmur Tunalı, dergimiz için Selim İleri’nin çok yönlü sanatçı kişiliğini ve Türk edebiyatına katkılarını anlatıyor. Tunalı yazısında Selim İleri’nin iç dünyasındaki sancılara, toplumsal koşulların sanat üzerindeki etkilerine ve edebiyat dünyasındaki problemlere de değiniyor. Zeynep Uluant ise Selim İleri’nin anılarından hareketle, merhum yazarın hususi bir portresini çiziyor. İsa Kocakaplan, Sadettin Bayrak’ın yayıncılık kariyeri ve özellikle Türk kültürü açısından büyük öneme sahip Codex Cumanicus adlı eserin yayımlanmasındaki rolünü anlatıyor. Sadettin Bayrak’ın bu eseri ticari kaygılardan çok kültürel değerleri ön planda tutarak yayımladığını, aynı zamanda kurduğu yayınevleriyle Türk diline ve kültürüne önemli katkılar sağladığını dile getiriyor. İbrahim Özen yine edebî mirasın peşinde; Peyami Safa’nın hayatını, ailesini ve edebî mirasını aktarıyor bizlere. Necati Tonga Edebiyat Sandığı’nda bu ay Recaizade Mahmut Ekrem’i konuk ediyor. İsmail Alper Kumsar, Cahit Sıtkı Tarancı’nın daha önce külliyatlarına alınmamış bir yazısını gün yüzüne çıkarıyor. Kumsar, bu yazıdan hareketle Tarancı’nın modern çağ hakkındaki fikirlerine de değiniyor. Sinan Yaman, bu ay Macar Türkolog Prof. Dr. Éva Csáki ile Türkolojinin geleceğine dair söyleşi ile yer alıyor. Bu ay ayrıca Yılmaz Öztuna’nın Ergun Göze’ye yazdığı mektubun ikinci bölümünü yayınlıyoruz. Anar Adil, Fatma Pekşen, Tülay Kale, Ayşe Ünüvar ve Salim Nizam bu ay hikâyeleriyle yer alırken Nâzım H. Polat, Tarık Özcan, Lütfü Şahsuvaroğlu, Nazım Payam, Kemal Subaşı, Mehmet Aycı ve Şahin Kabakuş şiirleriyle bize katkı sağlıyorlar. Mehmet Konuk, Ajanda’daki yazısında dijitalleşmenin yenilikçi etkisiyle beraber 2024-2025 tiyatro sezonunda klasik oyunlarda modern yorumların öne çıktığını, toplumsal meselelerin ve bireysel temaların cesurca işlendiğini dile getiriyor.