Nihayet Dergi Şubat 2025

Nihayet Dergi Şubat 2025

TAŞINMAYI DÜŞÜNMEK

Taşınma, günümüz insanının rutinlerinden biri. Türkiye’de, yedi milyon kiracı başta olmak üzere taşınma potansiyeline sahip milyonlar var. Ama sadece evlerimizi taşımıyoruz, işyerlerimizi taşıyoruz, işten işe, bir ofisten diğerine, bir masadan ötekine de taşınıyoruz. Ama sadece eşyadan yaptığımız bir fedakârlık yok ortada. Mahalleyi değiştiriyorsak, bu kök salmaktan, aidiyetten yapılan bir fedakârlığa dönüşüyor. Bir kökümüz olabilecek mi? Nasıl kök salacağım?

Daha küçük bir eve taşınıyorsak eşyalardan bazılarını feda etmek zorunda kalıyoruz. Bazen de taşınma, hercümerci eşyaları, hatta kütüphanemizi elden geçirmemize yol açıyor: “Bu kitabı kaç yıldır elime almamışım… Bu dergilerle vedalaşmanın vakti geldi… Bu kitabı hangi akla hizmet almışım acaba…” Kapının önünde birkaç koli böylece birikiveriyor. Bebekleriyle ya da kedileriyle taşınan aileler, taşınma sürecinde onlardaki kırılganlığı, yer yer bunalımı gözlemişlerdir. Yetişkinlerse, kırılganlığa, bunalıma fırsat bulamayacak kadar meşguldürler. Bütün bu yer değiştirme, bazen bir doğuma, bazense bir ölüme benzer. Doğumun da ölümün de bedelleri vardır.

Nihayet bu sayıda; sosyolojik, ekonomik, psikolojik ve edebi açılardan ele almaya elverişli taşınmak konusuna eğildi.

Dosya Cihad Kaya’nın, “Bir Uğurlanmak Meselesi” başlığında, çocukluktan taşıdığımız köklenme ve bağlanma problemleri bağlamında yetişkinken ayrışmak, taşınmak vedalaşmak üzerine etraflıca yazısıyla açılıyor. Ardından Aleyna Ayan’ın, nakliye firması sahibi Yavuz Rüstemoğlu ile “Biz de Stres Oluyoruz” başlığıyla gerçekleştirdiği taşınmanın kendisine ve organizasyonuna dair detaylar barındıran röportaj ile devam ediyor. Ali Akyurt, “Evsizlerin Evleri” isimli yazısında, sokakta, köprü altında yaşayan evsizlerin eşya ve sosyal hayat deneyimlerini taşınmak ve mekân hareketliliği bağlamında aralıyor. Dürdane İsra Çınar, “Bir Karanlığı Kiralamak” başlığıyla yaşadığı taşınma tecrübesini insan ve tercihleri karşısında ilişkiler bağlamına değiniyor. Ardından Tuba Kaplan, “Çöplerinle Yüzleşme Anı: Taşınmak” üzerinden taşınmanın eşyalar, tüketim ve alışkanlıklar açısından insana hissettirdiklerini aktarıyor. Yasin Taçar, “Sufilerin Mekânla İlişkisi- Mekâna Bağımlı olmamak” yazısında geçmişten bugüne tasavvuf ehlinin eşya karşısında tutumları, eşya ve dünyayı kavrama biçimlerini sufilerin hareketliliği temasından inceliyor. Tahsin Yıldırım, “Gurbeti Sıla Yapan Bir Kalem: Orhan Kemal” yazısında edebiyat dünyasının yakından tanıdığı Orhan Kemal’in tüm kalemine sinen taşınma ve gurbet meselesini yazarın hayatına, eserine ve yaşantısına dair detayları irdeliyor.

Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor.

Cihan Aktaş, “Kırk Yıl veya Sadece Bir Ân” başlığında yazı hayatında geride bıraktığı kırk yılını yakın çevresi, edebiyatçılar, mahfillerden de yola çıkarak izini sürüyor.

Kâmil Yeşil, “İdeolojik Bir Karşı Koyuş Olarak Müstehcen Yayınlar” başlıklı yazısında Türk sinemasında bir dönem gelişen müstehcen film furyasına artışa sebep olacak etkiyi, Türkiye’nin siyasal tarihinde meydana gelen kaos bağlamında irdeliyor.

Mustafa Uçurum, “Takmak mı Takıntılı Olmak mı?” başlığında kıyafetler ve sitiller üzerinden insanın takmak eylemine karşı tutumlarını ele alıyor.

F. Serra Özel, “Batı’nın Maskülen Okyanus Anlatısına Bir Alternatif Oluşturmak Mümkün Mü?” isimli yazısında Batı’nın ve doğunun suya bakışının farklılığını tarihten bugüne sömürgecilik üzerinden ele alıyor.

“Evrak-ı Perişan Arasında” serisine devam eden Necati Tonga ise “Cahit Sıtkı Tarancı’nın Unutulmuş Bir Şiiri” başlığında Tarancı’nın yazı dünyasındaki karşılığını, hayatını ve daha önce yayınlanmayan “Paşa Gönlüm” başlığında şiirini Nihayet için aktarıyor.

Ömer Yalçınova, “Tanpınar’ın Arafı Hayri İrdal” yazısında Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü roman karakteri Hayri İrdal’ı Tanpınar’ın yazı dünyası ve tarihselliği bağlamında irdeliyor.

Yağız Gönüler, “Yazmak, Yürümek, Yaşamak” yazısında yürümenin bir zorunluluk olarak değil bir tercih olarak yapılmasını yazı, hayat ve ruh hâli üzerinden açımlıyor.

Sezer Şimşek, “Türk Basın Tarihinde Önemli Bir İsim Şeyhü’l- muharrirîn Burhan Felek” başlığında yarım asırdan fazla süredir gazetelerde yazan Burhan Felek’in hayatına ışık tutuyor.

Ayhan Demir, “Saraybosna’daki İlk Osmanlı: Hünkâr Camii” J. Cappon’un camii hakkında kartpostalını ortaya çıkardığı yazısında Osmanlı eseri ilk mabet Hünkâr Camii’yi anıyor.

Eren Yeşilyurt, “Orta Çağ Minyatür Geleneğinin Modern Temsilcisi: Julia Banger” başlığında el yazmalarını ve minyatürün tarihi sürekliliğinden önemli kısımları Julia Banger ile gerçekleştirdiği röportajında aktarıyor.