Cins 97.Sayı Ekim 2023
Cins 97.Sayı Ekim 2023
YAŞASIN CUMHURİYET!
Neden iki tarih var elimizde? 1920 nedir? Nüfus oranları da göz önünde bulundurularak memleketin tüm bölgelerinden üyelerin seçilip gönderildiği bir Meclis’i olan ve o meclisin üzerinde başka hiçbir otoritenin olmadığı bir dünyanın adı nedir? Neden yüzüncü yılımız için 1923’ün sene-i devriyesini bekliyoruz? 1920’de ne yapmıştık? O uzun üç yılda ne oldu? Yeni, eskiyi siler mi? Yeni eskiyi silerse, yeni ‘yeni’, eskimiş yeniyi niye silmesin? Cevabı olan var mı? Elbise bizim, evet giydik ve güzel. Hikâye bizim evet, iyi ya da kötü anlarının daha çok olması fark etmez, bizim hikayemiz.
Kabul edelim, her açıdan ne yapacağını netleştirememiş insanların ülkesiyiz. Henüz ve hala. Bunun bütünüyle bilmemekten kaynaklanmadığını da biliyoruz. Biraz şartların da hakkı var elbette. Türk modernleşmesi neydi? Sahte bir ricat. Fakat çok uzun sürdü. Bu süre, birilerinin sahte ricatı gerçek sanmasına yol açtı. Yordular ve yoruyorlar. Birileri de bunun, tercih edilmiş değil de dayatılmış olduğunu sandı. Türkiye’de üzerinde tartışma olan her şeyin asıl sebebi tam olarak bu sanrılardır. Türkiye ne olmalıdır, peki? Halk Fırkası mebusu Tanpınar söylesin: “Türkiye, yalnızca bir şey olmalıdır, o da Türkiye.”
Yüz yaşına geldik. Yanlış anlaşılma tehlikesinden emin olsak Hüseyin Avni Bey’in dediği gibi ‘milletin kâbe’si’ mesabesinde bir meclisimiz var, derdik. Emin olalım. İstiklal’in savaşını tırnaklarıyla vermiş, en seçkin evlatlarını toplayıp göndermiş ortak akıl birliğiyle aziz bir meclis kurduk. Pırıl pırıl bir ülke ve cumhuriyet. Mübarek olsun. İttifak edilmemiş bir yeri yok bunun. Çatısını biz çattık. Ve niye’sini de biliyoruz. Bilmediğimiz şeyi söyleyebiliriz o halde. O uzun üç yılda ne oldu? Lloyd George, İngiliz parlamentosunda neler konuşmuştu? Sakin olalım, çatısını biz çattık dedik, ‘kendi’sini eleştiren birinin sözleri bunlar.
Ciddiyetle ‘kendi’sini eleştirmemiş adamlar olarak yüz yaşına geldik. İlk mektepten bölüm ne olursa olsun üniversite sonuna kadar mutlaka okutulan inkılap tarihi derslerinin tamamının anlatamadığı şey nedir? Bakın sadece soru bu. Biz de söylemiyoruz.
Fakat bir konunun üzerine konuşmamanız, o konunun sorusunu ortadan kaldırmıyor işte. Soru, kendisini dayatıyor. Çünkü tarih, kendisini dayatır.
Sorulacak çok soru var elbette. Ama Metin Eloğlu’nu çağıralım o söylesin:
“Herkes bir cumhuriyettir aslına bakılırsa
Babam bile bir cumhuriyettir…”
***
Neyse. İnsan doğulmaz, insan olunur diyoruz bu sayıda. Bu klişe sloganın ‘nasıl’ının peşine düşmeye çalıştık. Çünkü insan, tercih ederek ve çaba göstererek ortaya çıkar. Neyi tercih ederek ve neye gayret ederek?